II. Murad (1404-1451)
"Hâl-i pinhânum soarar isen zebân şerh eylemez
Bir lisandur bu ilsân kim tercemân şerh eylemez
Çün mübeyyendür beyâna hâcet olmadı velî
Bir 'ayândur bu 'ayân kim her bir nihân şerh eylemez
Cümleten bir kenz-i mahfîdür nihân-ender-nihân
Pes nihâd olgıl ki bu remzi 'ayân şerh eylemez
Remz-i ma'nâdan gözet kim sana m'anâ remzeder
Yoksa bu ahvâl ü etvân lisân şerh eylemez
Ey Murâdî iş bu elfâzun beyânı neyledür
Bir beyânsun kim seni bir zü'l-beyân şerh eylemez."
" II.Murat (Muradi)"
Fatih Sultan Mehmed (1432-1481)
Ağlasa âşık belâ-yı hicr ile nâlân olup
Gözleründen akan anun yaş yerine kan olup
Geh cefâ kûhı gubârından örünse kisveti
Geh belâ vadisini geşt eylese 'uryân olup
Her ne denlü cevrler görse vefalar eylese
Her ne denlü gülseler hâline ol giryân olup
Gam beyabanına her gün eylese seyr ü sefer
Her gice mihnet- serâ-yı firkate mihmân olup
Râz-ı 'aşkı aşikâr itmeğe takat bulmasa
Sinesinde nâvek-i dil-dûzlar pinhân olup
"AVNİ (FATİH SULTAN MEHMET )"
II. Bayezid (1447-1512)
Bin benüm gibi ider her lahza cân kurban sana
Mihrüni canda ezelden saklar idüm sanma kim
Dâr-ı dünyâda görüp hayran olupdur cân sana
Dilde gamzen zahmına merhem didüm dilber didi
Tîr-i müjgânum yeter her lahzada derman sana
Pertev-i hüsnün meğer eflâka düşmiş ay u gün
Gice gündüz rezm urup olmuş durur hayran sana
Hûbluk sende tamâm oldugına hacet budur
Kâtib-i kudret ki yazmış ol hat-ı reyhan sana
Hûn-ı dil yaşunla 'Adlî gerçi seyl oldı dirîg
Kanlu yaşun göricek rahm eylemez cânân sana
"ADLİ (II.BEYAZIT)"
Yavuz Sultan Selim (1470-1520)
İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm
Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde
Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm
Gönül feryad ediyor karanlık gecelerde
Gamlıyam bir mah cemal sultandan ayrı düştüm.
Hicran ile ne hale geldiğimi soranlar
Sormayın ahvalimi ben candan ayrı düştüm.
Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı
Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm.
" SELİMİ (YAVUZ SULTAN SELİM)"
Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566)
Nitekim gayre vefâsı hoş gelir
Derdi ile hoş geçer dil dilberin
Derd sanma kim devâsı hoş gelir
Zahm-ı peykânı kızıl güldür bana
Bülbülüm hâr-ı belâsı hoş gelir
Yâreme merhem durur çün zahm-ı dost
Cânıma tîr-i belâsı hoş gelir
Ey Muhibbî âleme şâh olmadan
Dilberin olmak gedâsı hoş gelir
"MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN SELİM)"
II. Selim (1524-1574)
"Leylî zülfün sihr-i gamzen akl u cânum aldılar
Eyleyüp mecnûn beni sahrâ-yı aşka saldılar
Göreli hüsn ile sen Yûsuf-cemâli gözlerüm
Akl u dil çâh-ı zenehdâna düşüben kaldılar
Cân u gönlüm leblerün şevkine kandil mest olup
Sabr elinden şîşe-i nâmûsı yire çaldılar
Leblerün cânâ şarâb imiş görinür su gibi
Şevk ile atşân idüp yok yire cânum aldılar
Dişlerün vasfın Selîmî vasf idelden akl u dil
Baş u cânı terk idüben bahr-ı aşka taldılar."
"SELİMİ (II. SELİM)"
III. Murad (1546-1595)
Uyan Ey Gözlerim
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır inan
Uyan ey gözlerim gafletten uyanUyan uykusu çok gözlerim uyan
Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dillu dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar, taşlar, ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Semavatın kapuların açarlar
Müminlere rahmet suyun saçarlar
Seherde kalkana hülle biçerler
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Bu dünya fanidir sakın aldanma
Mağrur olup tac-u tahta dayanma
Yedi iklim benim deyu güvenme
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Benim, Murad kulun, suçumu affet
Suçum bağışlayub günahım ref’et
Resul’un sancağı dibinde haşret
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Muradî (III.Murat)
Yorumlar
Yorum Gönder